16 Mart 2010 Salı

Gönüllü Hapis Hayatı


İş saatleri içinde işyerinde olmalıyız. İşyerinde olmamamız için haklı bir nedenimiz olmalı ve bu nedeni mutlaka müdürümüze veya yöneticimize bildirmeliyiz. Yani para kazanmak için iş hayatında gönüllü mahpusluğu kabul etmeliyiz. Ancak akşam eve gittiğimizde de bu sefer gönüllü mahpusluk evde başlıyor. Kimi zaman yorgunluktan, kimi zaman konfordan, kimi zaman alışkanlıktan, kimi zaman sorumluluklardan, her ne nedenle olursa olsun, isteyerek ve tamamen kendi irademizle çoğu zaman evde olmayı tercih ediyoruz. O zaman, içinde bulunduğumuz bu yaşam bizi sürekli gönüllü hapis hayatına doğru mu itiyor? Peki bu kısır döngü nasıl kırılacak ? İçimizde var olduğuna inadığım o özgürlük ihtiyacı nasıl karşılanacak ? İnternetteki sosyal iletişim ağlarının bu kadar popüler olmasının, internetin sunduğu imkanlarla istediğin her yere, her kişiye veya bilgiye sanal da olsa ulaşmanın bu kadar yaygın olmasının bu ihtiyaçla bir ilgisi var mı ? Yoksa bu da yeni bir gönüllü tutsaklık mı? Sizce ayağımızdaki (veya beynimizdeki) zincirlerin ve içinde bulunduğumuz zindanın anahtarları nerede? Anahtarların yerini bilen var mı ?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder